28 Şubat 2009 Cumartesi

Cloverfield / Canavar


Yönetmenin ifadesine göre kendisine ilham veren fikir, Japonya gezisi sırasında oğluyla oyuncak satan dükkânları gezerken adeta Japonların milli canavarı olan Godzilla figürlü oyuncakların çokluğunu görünce “neden bizim (Amerikalıların) bir canavarı yok? Bizim sinema dünyasına sunabildiğimiz tek canavar figürü King Kong” tezinden yola çıkarak yaratılmış bir ürün. Bu düşünceden yola çıkarak önce nereden geldiği ve ne şekilde var olduğu belli olmayan dünyadaki hayvan türlerinden hiç birine benzemeyen belki biraz dış görünüşü dinozorları andıran bir figür yaratması için animasyon sanatçılarıyla irtibata geçer. 100 metre boyunda, bir darbe ile ABD’nin sembolü olan Özgürlük Anıtının kafasını koparabilecek güçte, insanoğlunun sahip olduğu silahlardan etkilenmeyen bir anatomiye sahip canavar sipariş edilir.

Canavarımız normal yaşantılarına devam eden insanların arasına bir anda çıkıverir ve pek çok insanın ölmesine, birçok da binanın yıkılmasına sebep olur. Hikâyemiz de bir veda partisi için toplanmış kahramanlarımızın hatıra kalması amacıyla amatör bir video kaydı çektikleri bir sırada başlar. Kamera olaylar sırasında hiç kapanmadan çekime devam eder. Canavarın icrayı faaliyet gösterdiği ve askerlerinde müdahale ettiği bölgede esas oğlanın kız arkadaşı yaralı bir vaziyette mahsur kalmıştır. O halde ne pahasına olursa olsun esas kız kurtarılmalıdır.

Hikâyemize, güçlü bir gerçeklik duygusu oluşturulması için parkta bulunan, Amerikan devletinin gizli belgeleri arasına dâhil edilmiş ve olayların başlangıcından itibaren amatör bir kameraman tarafından çekilmiş video kaydedicideki kayıtlar kaynaklık etmektedir. Kaydı yapanların kaydedicide unuttukları bir kasette zaman zaman devreye girmekte ve kahramanlarımız hakkında geçmişe giderek birbirleri arasındaki bağ vurgulanmaktadır. Anlatım tekniği açısından aynen “Blair Cadısı” filminde olduğu gibi çekimi yapan kurbanların akıbetlerinin ne olduğu bilinmemektedir. Büyük ilgi gören filmin yüksek bir ihtimalle devam filminin çekileceğini tahmin ediyoruz.

Konu olarak “War of the Worlds” (Dünyalar Savaşı) ile benzerlikler arz etse de anlatım olarak farklı ve başarılı bir yapım olduğunu söyleyebiliriz. İki filmi birbiri ile karşılaştırırsak;

· War of the Worlds’da dünya dışından gelen yaratıklar tarafından saldırı gerçekleştiriliyor. Cloverfield’da ise saldırıyı gerçekleştiren yaratığın dış dünyadan mı, yoksa bu dünyadan mı olduğu konusunda bir şey belli değil.

· War of the Worlds’da da Cloverfield’da da saldırıya uğradıktan sonra kaçış hikâyeleri işleniyor.

· Görsel efektler ve bilgisayar animasyonları her iki filmde de başarı ile uygulanmış.

Başrol oyuncuları daha çok televizyon dizilerinde rol almış oyunculardan seçilmişler. Zaten filmin yapımcısı olan J.J. Abrams aynı zamanda sevilen diziler “Lost” ve “Alias”ında yapımcısı olduğunu düşünürsek, filmin kaliteli olabileceği hakkında bir kanıya varabiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder